Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Yeni Zelanda katliamı insanlığa, zombileştirildiğini, insanlığını hatırlaması gerektiğini gösterdi

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-03-24 08:31:40

Yeni Zelanda katliamı insanlığa, zombileştirildiğini, insanlığını hatırlaması gerektiğini gösterdi

 

Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen ve 50 masum Müslümanın şehadetiyle sonuçlanan Christchurch katliamından sonra yaşananlar, daha önceki hiç bir katliamdan sonra yaşananlara benzemiyor.

Yeni Zelanda katliamının işleniş biçimi, katliamın hunharlığı, bilgisayar oyunu gibi tasarlanması, kayda alınması ve adeta canlı yayınlanması, sadece Yeni Zelandalıların değil, zombileşen bütün Batılıların ve zombileştirilen biz dünyalıların insan olduğunu, insanî özelliklerimizi hatırlattı bize, hepimize: Vicdanın, acının, merhametin, paylaşmanın, acıyı en ürpertici şekilde yaşayan insanın acısını hafifletmek için o insana yaklaşmanın, kol kanat germenin, bir gülümseme vermenin, bir el uzatmanın ontolojisini, gerçek anlamını öğretti zombileşen Batılılara ve Batılıların zombileştirdiği biz dünyalılara...

Hayatımızdan insan çekildi kaç zamandır.

Makina dünyaya hükmetmeye başladığı zamandan bu yana insan sırra kadem bastı.

Makina hükmettikçe hayatımıza, insanın hükmü bitti, insan küçüldü, çekildi bu dünyadan.

Araç, güç üreten araç, hele de kitleler hâlinde, bir düğmeye basarak yığınla insanı katleden araç, dünyanın kralı olunca, dünya bozuldu, dünyanın tadı kaçtı, insan amacını yitirdi, araçların kölesine dönüştü; güç üreten, çıkarına çıkar katan araçların kölesi hâline geldi.

İnsan, en fazla özgürleştiğini zannettiği bir zaman diliminde, en basit şeylerin kölesi olup çıktı: Ayartıcı araçların kölesi oldu...

Tüketen köleye dönüştü..

Tükettikçe tükendiğini, zombileştiğini, insan olma özelliklerini yitirdiğini göremedi bile.

Yeni Zelanda'da sadece Yeni Zelandalılar değil, bütün dünya, belki de ilk defa, insan olduğunu hatırladı. Acıyı, insanın kanını donduran o ürpertici acıyı yaşayınca iliklerine kadar, unuttuğu, unutturulan insanlığını hatırladı: Vicdanı. Merhameti. Kol kanat germeyi. El vermenin değerini. İnsana değmenin eşsiz kıymetini. Paylaşmanın gerçek gücünü. İnsan, içindeki cevheri keşfetti. Fıtratında gizlenen ama araçların, dünyanın, tüketimin kölesine dönüşerek zombileştiği için unuttuğu insanî hazinelerini keşfetmenin, tatmanın lezzetini...

Beşerleşen, beşerleştikçe zombileşen insan, acıyı yaşayınca, insana, en olmayacak, en kabul edilemeyecek bir acı yaşatıldığını görünce isyan etti ve insanlığını hatırladı.

Batı uygarlığı, insanlığı maddenin, bu dünyanın, dolayısıyla araçların kölesi yapınca, insan insanlığını, fıtratını, insanî hasletlerini bastırdı, kaybetti, yitirdi ve kaçınılmaz olarak zombileşti.

O yüzden Yeni Zelanda katliamını gerçekleştiren teröristin katliamı gerçekleştiriş biçimi, insanın ne kadar zombileşebileceğinin en ürpertici örneklerinden biri olarak tarihe geçti.

İnsanın zombileşme sürecinin bu şekilde zıvanadan çıkması, bu şekilde en uç noktasına, sınırına kadar varması, hiç bir suçu günahı olmayan, sadece ibadet etmek, Rablerine yönelmek için mabedde bir araya toplanan masum insanlara böylesine ürpertici bir katliam yapılması, yaşanan acının bütün insanlar tarafından hissedilmesine, paylaşılmasına ve insanın insanlığını hatırlamasına yetti...

Yarınki yazıda, İslâm'ın son iki asırda yalnızca son çeyrek asırdan bu yana nasıl özneleştiğini, Batı uygarlığının zombileşmesinin ve insanlığı kendine benzetecek kadar zombileştirmesinin önüne geçerek insanlığa insanlığını hatırlatacak nasıl diriltici bir imkân yakaladığını göstermeye çalışacağım

Haber Ara