Abu Dhabi ayrıca Yemen'de işgal ve taksim planlarına karşı çıkan vatansever şahsiyetleri “faili meçhul” suikastlarla tasfiye ediyor.
Yemen'in doğusundaki Şebva ilinde ve Sokotra adasında hükümet güçleriyle Birleşik Arap Emirlikleri tarafından oluşturulan “el-Hizâm el-Emnî” (Güvenlik Kuşağı) adlı paralı milis grupları arasında çatışmalar yaşanıyor.
Söz konusu bölgelerde halk BAE'nin kirli emellerinden ve Abu Dhabi'nin silahlandırıp finanse ettiği milislerin estirdiği terörden oldukça rahatsız.
Benzer bir durum Aden'de uzun süredir gündemde.
Yemenliler, işgalci gözüyle bakmaya başladıkları BAE güçlerinin ülkeden kovulmasını istiyorlar ve bu taleplerini artık daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar.
Abu Dhabi'ye öfkesini açıkça ifade edenler arasında bakanlar ve üst düzey yetkililer de var.
Örneğin, Devlet Bakanı Abdulgani Cemil, BAE'nin Sokotra adasındaki varlığının "tam anlamıyla işgal" olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'ye seslenerek BAE'ye karşı kesin bir tavır ortaya koyma çağrısında bulundu.
Eski Başbakan Ahmed bin Dağar da Yemen'in bölünmesi fikrine karşı çıkan uluslararası toplumdan acilen harekete geçmesini istedi.
Bölüp parçalama planlarının Yemen'le sınırlı olmadığını belirterek, Yemen'in taksiminin bölgeye yönelik komplonun sadece ilk basamağı olduğunu ifade etti.
Yemen'e askeri müdahalede bulunan Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun hedeflerinin değiştiğini, Husiler konusunun Yemen'i bölme planlarını hayata geçirmek için taktiksel olarak kullanılan bir sorun haline geldiğine dikkat çekti.
Yemen'in stratejik limanları ve kentleri ile Sokotra adasında gözü olan BAE'nin Güney Yemen'deki ayrılıkçıları desteklediği sır değil.
BAE, Nisan 2018'de Ahmed Bin Dağar'ın Yemen Başbakanı olarak adayı ziyareti sırasında hükümetin bilgisi dışında adadaki milislere zırhlı araçlar, tanklar ve ağır silahlar göndermişti.
Abu Dhabi ayrıca Yemen'de işgal ve taksim planlarına karşı çıkan vatansever şahsiyetleri “faili meçhul” suikastlarla tasfiye ediyor.
BAE'li subayların ve Abu Dhabi'ye bağlı paralı milis gruplarının yönetimindeki gizli hapishaneler ve Yemenlilere söz konusu hapishanelerde yapılan korkunç işkenceler insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıdı.
Yemenlilerin BAE'ye karşı seslerini yükseltmeleri, Abu Dhabi'nin kirli emellerini fark etmeye başladıklarını ve bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor.
Fakat hâlâ göremedikleri veya görmek istemedikleri bir gerçek var.
Bugüne kadar BAE'nin ihlallerine ve işgal planlarına karşı hep Riyad'a güvendiler.
Koalisyonun öncüsü olarak Suudi Arabistan'ın araya girmesiyle belli bir noktaya kadar sonuç da aldılar.
Fakat BAE işgaline tamamen son vermek istiyorlarsa Riyad – Abu Dhabi ilişkilerinin boyutunu ve Muhammed bin Selman'ın Muhammed bin Zayed tarafından yönlendirildiğini görerek ona göre strateji geliştirmeleri gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Hadi ve bakanları öncelikle Riyad'dan Aden'e dönerek Suudi Arabistan'ın vesayetinden kurtulmalılar.
Yemen halkının isteği de zaten bu yönde.
Daha sonra Türkiye gibi dost ve kardeş ülkelerden yardım talep edebilirler.
Libya'da Hafter'e karşı meşru hükümetin yanında yer alan Ankara, Yemen'de de meşru hükümete elinden gelen her türlü desteği verecektir.
