Dolar

32,3438

Euro

35,1167

Altın

2.306,62

Bist

9.079,97

Suriye’nin toprak bütünlüğü kimsenin umurunda değil

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-13 14:06:27

Suriye’nin toprak bütünlüğü kimsenin umurunda değil

2010 yılında Tunus, Libya, Mısır, Ürdün ve Suriye gibi ülkelerde başlayan Arap devrimleri süreci bölgemizde yaşanacak olan jeopolitik depremlerin habercisiydi.

100 yıl önce Sykes-Picot anlaşmasıyla çizilen sınırlar yeniden etnik, dini ve mezhepsel olarak çiziliyor.

1991 yılında Yugoslavya'nın dağılma süreci, 1992 yılında Bosna Savaşı, 1994 yılında Çeçenistan Savaşı ve 2003 yılındaki Irak işgali sürecini geriye doğru iyi analiz edersek İslam coğrafyası üzerinde küresel dizayn projesinin yürürlüğe girdiğini görebiliriz.

Günümüze baktığımızda Suudi Arabistan, Yemen, Libya, Irak ve Suriye sıcak çatışmaların yaşandığı süreçle boğuşuyor. Mısır ise dondurulmuş ve kontrol altında tutuluyor.

Bu noktada CIA Başkanı John Brennan'ın, Irak ve Suriye'nin devlet yapısının telafi edilemeyecek şekilde bozulmuş olabileceğini söylemesi çok beklenmedik bir şey değildir.

Şunu açıkça söyleyebiliriz. Suriye'nin geleceği en iyimser öngörü ile en fazla Irak'a benzeyecek olmasıdır.

Irak nasıl mı? Ülkenin başkenti Bağdat yönetiminde, güneyi Şii, ortası Sünni, kuzeyi Kürt şeklinde bölünmüş bir durumda. Irak'taki bu fotoğraf ne kadar gerçekse bugün Suriye'deki durum da o kadar gerçektir.

Beşşar Esed, Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi'den ders almadı. Ülkesine gelen fırtınayı öngöremedi ve gelinen süreçte artık Suriye, ABD ve Rusya'nın insafına kaldı.

Türkiye'nin Suriye politikası hakkında konuşacak olursak Cerablus harekâtı gündemimizin ilk sıralarındadır.

Bu harekat ülkemizin jeopolitik, jeostratejik çıkarları için hayati öneme sahiptir.

ABD, Cerablus harekâtı için sınırımızı güvence altına almamızdan memnun görünürken güneye Menbiç ve El Bab'a doğru ilerlerken YPG kontrolündeki bölgeye yaklaşmamızdan dolayı ise çok rahatsız olduğu görülüyor.

Rusya, İran ve Esed rejimi ise dolaylı olarak Cerablus sınırımızdaki Kürt kantonunu engelleyen harekâtımızdan memnun görülürken onlar da güneye Halep'e doğru yaklaşmamızdan rahatsız oluyor.

Rusya artık Esed'siz bir Suriye geleceğini ABD ile kapalı kapılar arkasında rahatlıkla dillendirmeye başlamış durumdadır.

Buradaki temel nokta Suriye'nin toprak bütünlüğünün kimsenin umurunda olmamasıdır.

Rusya, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Suudi Arabistan ve İran'ın umurunda olan tek şey ulusal çıkarlarının gereğini yapmaktır.

Türkiye'de ise başta Suriye politikası AK Parti'nin kişisel politikası olarak algılandığı için yanlış yapıldı ve bu durum bize çok zaman kaybettirdi.

Suriye'de bulunan ülkeler kendi çıkarlarını ön planda tutarken Türkiye de kendi çıkarları doğrultusunda Irak örneğinden hareketle çok derin okumalar yapmak zorundadır.

Sınırımızda yaşanan jeopolitik, küresel suni depremin bizim topraklarımızda hissedilmemesi mümkün değil.

Muhalefeti ve iktidarı ile 15 Temmuz duyarlılığı ve hassasiyetini Suriye konusunda da göstermeliyiz.

Not: Kurban Bayramı, savaşlar, yoksulluklar mazlum ve mağdur coğrafyalara rahmet bereket ve umut olsun İnşaallah... 

Haber Ara