TİMETÜRK|ÇEVİRİ HABER
Tell Mama ve Muslüman gruplar “Şehitler” “The Martyrs” adlı kısa filmdeki nefret görüntülerinin “duyumcu” olduğunu belirtti.
Müslüman gruplar İslamafobik nefret suçlarının önlenmesi amacıyla yapılan ve çarpıcı sahneler içeren kısa filmin gösterimden çekilmesini talep ettiler. Filmin şiddet ve korkuyu yaygınlaştırdığı aktarıldı.
Yeni Zelanda'daki cami saldırıları öncesinde Batı Londra'da çekilen dört dakikalık film gerçek yaşamdan alınan üç ayrı İslamafobik saldırıyı dramatik şekilde sunuyor. Bunlardan ilki bir bıçaklama, diğeri asit saldırısı ve hamile bir kadının karnına tekme atılması ve doğmamış ikizlerin anne karnında ölmesini konu alıyor. Rizwan Wadan tarafından çekilen film için Wadan birçok profesyonel sektör üyesinden yardım aldığını belirtti.
WADAN: AMACIM MÜZAKERE ORTAMI OLUŞTURMAK
38 yaşındaki yapımcı, “Bu türden sorunlarla mücadele etmek isteyen filmler 1980'lerde kamuyu bilgilendirme filmleriydi. Benim filmlerim ise dikkat çekiyor, yüksek üretim standartları var, amacım ise tartışma ve müzakere ortamı oluşturmak. Rahatsız olduklarını söylüyorlar ama zaten bunlar rahatsız edici konular. Bu sektörde en deneyimli insanları biraraya getirdim, en iyi bildiğimiz aracıyı araya koydum, Müslüman ve Müslüman olmayanlar olarak bu alanda birleşmemizi istedim” diye konuştu.
“Şehitler” adlı kısa film başta geçtiğimiz yıl yapılan “Bir Müslümanı Cezalandır” gününe karşı çekilmiş. O gün insanlara bir Müslümanı cezalandırana “puan” verileceği yönünde mektuplar dağıtılmıştı.
FİYAZ MUGHAL: FİLM, MÜSLÜMANLAR ARASINDA KORKUYU YAYGINLAŞTIRDI
Tell Mama adlı Müslüman karşıtı nefret suçlarını gözlemleyen sivil toplum örgütü filmi eleştirirken camiler ve Müslüman topluluklar tarafından da film tepki çekti. Tell Mama kurucusu Fiyaz Mughal, “Bu film acilen geri çekilmelidir. Christchurch saldırılarının ardından Müslümanlar arasında korku yaygınlaştı. Şehitler filmi sadece bu korkuyu arttırmaya yaradı. Birçok Müslüman bu filmi görecek ve izlemeye gitmekten çekinecek. Film gereğinden fazla duyumsal. Harikulade film yapım becerileriyle hazırlanmış ancak daha fazla hoşgörüsüzlük ve nefret yayıyorsanız bu ne anlama geliyor ki?” yorumunu yaptı.
Tell Mama, Christchurch saldırısından sonra Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında yüzde 593 artış olduğunu kaydetti. Mughal “Şehitler” filminde değinilmese de saldırıya uğrayanların imdadına önce Msülüman olmayanların koştuğunu dile getirdi.
“Bir kısa filmde üç ayrı zorlayıcı hikayeniz var. İlgilendiğimiz birçok vakada böylesi kötücüllüklerle karşılaşmıyoruz. Aynı zamanda Müslüman olmayanlar da bizimle dayanışma içinde yardıma koşuyorlar. Bundan neden bahsedilmedi? Bu film güven aşılamıyor, müzakere ve birliğe yaramıyor, yanlış insan tarafından izlenirse de gerçekten şiddeti özendirebilir” diye ekledi.
Wadan tarafından yapılan ikinci bir film ise “Terörün Dini Yok” adını taşıyor. Aşırılıkçıları ele alıyor. Terör saldırısı yapan ve yaptığından dönerek değişme fırsatı verilen Müslüman bir adamın hikayesini konu alıyor. Filmdeki özel efektler ise Star Wars, Captain America ve Men in Black gibi filmler için çalışan şirket tarafından gerçekleştirilmiş.
WADAN: NİHAİ AMACIM MÜSLÜMAN FİLM ENSTİTÜSÜ KURMAK
Her iki film de bu yıl film festivallerinde ve sinemalarda gösterilecek. Wadan için bu kapsayıcı bir kampanyanın parçası, “Terörün Hatası” İngiltere Müslümanlarını onları etkileyen sorunlar hakkında film çekmeye teşvik ediyor. Wadan'ın nihai amacı ise İngiliz Müslüman film enstitüsü kurmak. “Müslümanlar daima film sektörü tarafından olumsuz yansıtılmaktan şikayet ediyor. Benim onlara yönelik çözüm önerim müdahalede bulunarak kendi hikayeni kendin anlatmak. Filmlerimi sevmek zorunda değilsiniz ancak onlar bir etki yaratmak için tasarlandı” dedi.
Kaynak: theguardian
