Dolar

32,4643

Euro

34,8262

Altın

2.445,43

Bist

9.909,62

Moria mülteci kampı: Her yerde savaş var, kendimizi neden yakalım?

Daha iyi koşullar için Avrupa'ya geçmeye çalışan mülteciler Yunanistan adalarında sıkışmış hayatına devam ediyor. Nüfusu, kapasitesinin çok üzerinde olan Moria kampı da bunlardan biri.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-10-07 15:08:09

Moria mülteci kampı: Her yerde savaş var, kendimizi neden yakalım?

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Ülkelerindeki savaşlardan ve fakirlikten kaçarak daha iyi koşullar ve güvenlik için Avrupa'ya geçmeye çalışan mülteciler uzun yıllardır Yunanistan'a bağlı adalarda hapis hayatı yaşamaya devam ediyor. Daha ileri gitmelerine izin verilmeyen mülteciler kapasitelerinin çok üzerinde nüfuslara sahip kamplarda kalıyor. Kamp koşulları, STK'ların yıllardır verdiği mücadelelere rağmen düzelmezken, basında artık kendisine daha az yer bulan kamplardan biri de Moria mülteci kampı.

Göç konusunda çalışan gazeteci Katy Fallon, Moria izlenimlerini Al Jazeera'de yayınladı. 

İşte o izlenimler:

Yunanistan'ın Midilli Adası'nda 3 bin kişi için tasarlanan ve labirentleriyle meşhur Moria mülteci kampı 13 bin kişiye ev sahipliği yapıyor.

2015 yılında bir kayıt merkezi olarak açılan Moria iki yıl önce 6 binlik bir nüfusa sahipti. Kampta çoğu refakatsiz çocuk olmak üzere Suriyeli, Afganistanlı ve Iraklı göçmenler bulunuyor.

Zeytin ağaçlarıyla çevrelenen alanda çamaşır yıkama hatları ile birbirine bağlanmış, kıyafetlerle dolu çok renkli çadırlar ve brandalar var.

Burada bazılarına göre, çadırda yaşamak lüks. Bunun yerine, her biri çeşitli STK logolarıyla süslenmiş ve birbirine bağlanmış brandalar, ev olarak kullanılıyor.

1_184

YANGIN ÇIKTI, MÜLTECİLER SUÇLANDI

Cumartesi günü güneş görünürken gece sağanak yağmur yaşandı. Bir hafta önce Pazar günü, kampta çıkan bir yangın 49 yaşındaki Faride Tacik'in sonu oldu.

Konuyla ilgili ilk açıklamalarda kampın şartlarını protesto eden mülteciler suçlandı. İddialara göre mülteciler, itfaiyecilerin, polisle çatışırken yangını söndürmelerini engelledi.

Al Jazeera'ye konuşan mülteciler bu iddiaları yalanladı. Briden fazla kişinin öldüğünü ve mültecilerin yangının yayılmasını engellemeye çalıştığını yazdı.

POLİS YANGIN ÇIKTIĞINDA GÖZ YAŞARTICI GAZ KULLANDI

Çatışm açıktığını fakat bunun yangında kalanların hayatlarının kurtarılmaya çalışılmasından sonra yaşandığı belirtildi. Görgü tanıkları polisin yangın çıktığında bile göz yaşartıcı gaz kullandığını bildirdi.

2_183

"HER YER SAVAŞ VAR, NEDEN KENDİMİZİ YAKALIM?"

30 yaşındaki Taara, karısı ve oğlu ile çadırlarının girişinde bir karton parçası üzerine oturuyor. “Herkes ülkemizin durumunu biliyor” diyor. “Her yerde savaş var. Neden burada ateş açalım? Neden kendimizi yakalım?”

"ÇÖP YIĞINLARI, KASTEN, BİR CEZA OLARAK BIRAKILIYOR"

Kampta zeytinliklerin kenarları boyunca büyük çöp yığınları birikmiş durumda. Taara, yetkililerin barışçıl protestolar karşılığında bir ceza olarak bırakıldığını söylüyor. Taara, "Yangından sonra protesto ettik" diyor ve "ve o zamandan beri çöpleri almaya gelmediler."

3_132

Yıllardır mültecilerin sağlığını tehlikeye atan şartlar nedeniyle uyarılar yapılıyor. Çöplerin yanı sıra, yıkama tesislerine veya tıbbi hizmetlere çok az erişim imkanı var. Temel yiyecekler için uzun kuyruklar oluşuyor ve kışın ısıtma sistemi yok. Önceki yıllarda kış aylarında mültecilerle ilgili defalarca ölüm haberleri geldi.

Kampta ziyaret etmiş veya çalışmış olan doktorlar, mülteciler arasında kendine zarar verme ve intihar girişimlerinin yüksek oranda olduğunu belirtti. Zihinsel travmalar ve cinsel istismar raporları da doktorların aktardığı bilgiler arasında.

"SÜSLÜ BİR HAYAT İSTEMEDİK, YALNIZCA GÜVENDE OLMAK İÇİN GELDİK"

Aynı zamanda bir Afgan olan Dadvar, son zamanlarda yıkanma tesisinde sabah 6'dan akşam 3'e kadar çocuklarıyla birlikte toplam 9 saat beklediğini ve daha sonra hiçbirinin yıkanamadığını söylüyor. Dadvar, “Avrupa'da süslü bir hayat istemiyorduk, buraya sadece güvende olmak için geldik” diyor.

"AVRUPA'NIN GÜZEL OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM AMA BU CEHENNEM"

Kamp her gün yeni gelenlerle büyümeye devam ediyor.

Suriyeli Muhammed, dört gün önce geldi ve karısı ve dört aylık bir bebek de dahil olmak üzere iki küçük çocuğu için çadırını inşa etmeye başladı. Kalabalığa bakıyor. “Bunun böyle olmasını beklemiyordum” diyor. “Avrupa'nın güzel olduğunu düşündüm ama bu cehennem.”

Gülmeye çalışıyor ama gözlerin yaşla dolu.

4_110

YETKİLİLER ÇOCUK SAĞLIĞI KONUSUNDA ENDİŞELİ

Yangının ardından Lesbos'taki Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) saha koordinatörü Marco Sandrone, Al Jazeera'ya özellikle çocuk sağlığı konusunda endişeli olduğunu söyledi.

“Özellikle geçen Pazar yaşanan yangından sonra giderek daha fazla çocuk muayene ediyoruz. Psikologlarımız tarafından değerlendiriliyorlar ve ciddi travmalar yaşıyorlar.”

"OYNAMAYI BIRAKMIŞ ÇOCUKLAR"

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) en savunmasız insanların adalardan uzaklaşmasını istiyor.

“Oynamayı bırakmış, yemeyi bırakmış, uyumamış, kendine zarar verme eğilimi ve hatta intihar girişimi olan çocuklar var."

"BU TÜM AVRUPA'NIN SORUMLULUĞU"

MSF yetkilisi, "Yetkili makamları sadece Yunan makamları değil Avrupalı politikacıları da sorumluluk almaya çağırıyoruz. Bu bir ay önce başlayan bir acil durum değil. Bu, göçmenlerin Avrupa'ya ulaşmasını engellemek için bu adalardaki insanları hizmetsiz bırakma politikası” dedi.

Mart 2016'da, AB ve Türkiye, Yunanistan'a mülteci akışını durdurmak için bir anlaşma imzaladı. Bu Yunanistan'ın "mültecileri tutma alanı" olarak kullanıldığı anlamına geliyor.

Mültecilere Yardım Sözcüsü Alex Green, Al Jazeera'ya “Şimdi Moria'daki bir sonraki trajedinin ne olacağını bilmediğimiz bir durumdayız, ancak trajedinin kaçınılmaz olduğunu biliyoruz" dedi.

YENİ HÜKÜMETİN ÇÖZÜMÜ

Yakın zamanda seçilen bir sağ parti olan Yeni Demokrasi, sığınma sürecini "basitleştirdi." Yunan adalarında mülteci kabulünü sonlandırma ve kimlik merkezleri kurma sözü verdi. Buna göre 2020'nin sonunda Türkiye'ye 10 bin kişiyi iade edeceklerdi.

Ancak Selanik'teki Makedonya Üniversitesi'nde insan hakları alanında çalışan Doç. Dr. Konstantinos Tsitselikis, Al Jazeera'ya yeni hükümetin göçmenlik reformu konusundaki sözlerinden şüphe ettiğini söyledi. "Sığınma sürecinin zamanının 90 gün olması da kulağa olanaksız geliyor. Gece gündüz çalışacak ve elde etmesi çok zor olan tercümanlara ihtiyaç duyacaklar."

5_66

Al Jazeera Vatandaşları Koruma Bakanlığı'ndan bir cevap alamadı.

Spot ışığı bir kez daha Midilli'nin üzerine düştüğünde, gazeteciler ve TV kameraları kampı çevreliyor. Mülteciler çadır kurmaya devam ediyor. Gönüllüler, ilk gecelerini zeytinliklerin sert zemininde geçiriyor. Ve brandalar yeni gelenlere dağıtılıyor.

Afganistanlı genç bir baba olan Abdul, Al Jazeera'ya "Çocukları için bir gelecek istediğini" söylüyor.

Küçük çocuğunun yakaladığı bir kertenkeleyi eline alıyor. Üzerinde mavi boyalı grafiti olan duvarların arasında kertenkeleyi serbest bırakıyor: "Hayallerimizi öldürdüler."

Haber Ara