Dolar

32,5473

Euro

34,7737

Altın

2.490,67

Bist

9.524,59

Katillere güvenilmez

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-04-11 07:27:02

Katillere güvenilmez

Suriye'de Beşşar El-Esed'in devrimin başından bu yana işlediği katliamlarda Rusya ve İran'ın da büyük payı olduğu tartışılmaz bir gerçek.

Fakat akan onca kanın ve işlenen cinayetlerin bir sebebinin de Amerika'nın Suriye devrimini zayıflatmak için kurduğu tuzaklar ve Beşşar El-Esed'in devrilmemesi için attığı taklalar olduğu unutulmamalı.

Washington, Özgür Suriye Ordusu'na rejimin hava saldırılarını ve varil bombalarını önleyecek silahların verilmesini engellemeseydi Beşşar El-Esed ülkeden çoktan kaçmış, demir parmaklıklar ardına konulmuş veya öldürülmüş olacaktı.

Türkiye'nin masum insanların korunması için güvenli bölgeler kurulması ve uçuş yasağı ilan edilmesi taleplerine Amerika'nın hiçbir zaman sıcak bakmadığını ve sivillere yönelik katliamları önleyecek tekliflere kulak tıkadığını biliyoruz.

Beşşar El-Esed'in, Rusya'nın ve İran'ın Suriye'de yaptıklarına bakıp Amerikancı olmaya ya da Amerika'nın kirli oyunları nedeniyle Suriye rejimi ve müttefiklerini aklama çabası içine girmeye gerek yok.

Türkiye, karmaşık bir denklem içinde ve oynak bir zeminde milli güvenliğini ve çıkarlarını korumaya, kurulan tuzakları bozmaya çalışıyor.

Erdoğan'ın Putin ve Ruhani'yle verdiği fotoğraf, Ankara'nın Moskova ve Tahran'la her konuda görüş birliği içinde olduğu anlamına gelmiyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un “Zeytin Dalı Harekâtı'nın sona ermesinin ardından Türkiye bölgenin kontrolünü Suriye rejimine geri vermeli” açıklaması ne kadar kırılgan bir zeminde hareket edildiğinin göstergesi.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Lavrov'un hezeyanına gerekli cevabı verdi.

Önce diğer ülkelerin kontrol altında tuttukları yerlerin Suriye'ye teslim edilmesinin konuşulması gerektiğini ve “Oraları rejim verdi” bahanesinin geçersiz olduğunu söyledi.

“Yeri geldiği zaman Afrin'i Afrinliler'in kendilerine bizzat teslim ederiz. Ama zamanını biz belirleriz, Lavrov değil” dedi.

Suriye rejiminin Doğu Guta bölgesine düzenlediği son kimyasal saldırının ardından Amerika ve Fransa'nın başını çektiği yeni bir hareketlilik yaşanıyor.

Trump Suriye'yi vuracak mı?

Operasyon göstermelik ve sınırlı mı olacak yoksa bu kez gerçekten rejimin belini kıracak büyüklükte mi gerçekleştirilecek?

Bu ve benzeri soruların cevapları aranıyor.

Rejimin ayakta kalması için elinden geleni arkasına koymayan ve katliamlara çanak tutanların bir anda masum Suriye halkını koruma duygusuna kapıldığı söylenemeyeceğine göre ortada yine bir takım planlar var.

Şunu da unutmamak gerekiyor:

Beşşar El-Esed yönetimi, Rusya ve İran Suriye'de o kadar çok katliama imza attı ki, hedefi ne olursa olsun, rejime yönelik her türlü saldırı alkışlanacak.

Önce Doğu Guta'ya herhangi bir kimyasal saldırı düzenlenmediğini öne süren ve ardından saldırının komplo olduğunu söyleyen Suriye rejimi ve müttefiklerinin zerre miktarı inandırıcılığı yok.

Duma katliamıyla ilgili açıklamalarına asla güvenilmez.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Beşşar El-Esed devrimin başından bu yana Suriye'de tam 215 kimyasal saldırı gerçekleştirdi.

Birçok şey belirsiz olsa da Beşşar El-Esed'in, Putin'in ve Hamaney'in Suriye'yi yakıp yıkan ve yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden binlerce masum insanı katleden eli kanlı katiller oldukları kesin.

Bu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar net.

Kafa karıştırıcı propagandalara itibar edilmemeli.

Katilin cinayeti işlediğini reddetmesi ve suçunu itiraf etmeye yanaşmaması ilk kez görülen bir şey değil.

 

Haber Ara