Dolar

32,4784

Euro

34,9489

Altın

2.435,96

Bist

9.716,77

'Kaşıkçı olayı Türkiye’yi ABD’ye karşı daha güçlü bir konuma getirdi'

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü araştırmacısı ve ABD uzmanı Şanlı Bahadır Koç, Timetürk'e verdiği özel röportajda Cemal Kaşıkçı olayının Türkiye'yi ABD'ye karşı güçlendirdiğini ifade etti.

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-11-08 12:04:23

'Kaşıkçı olayı Türkiye’yi ABD’ye karşı daha güçlü bir konuma getirdi'

TİMETÜRK / 5 SORU

ABD Uzmanı ve 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü araştırmacısı Şanlı Bahadır Koç, ABD'nin İran ambargosunu, ABD ara seçimlerini, Türkiye ve bölgeye olan etkilerini timeturk.com'a değerlendirdi. 

mID9Qw0f_400x400

-ABD'nin İran'a uyguladığı ambargonun ve askıya alınan nükleer anlaşmanın geri planında neler yaşandı?

-ABD ile İran arasında yapılan nükleer anlaşma Obama döneminde yapılmıştı. Anlaşmaya Avrupa ülkeleri, Rusya ve Çin'in de mutabakatı ile varılmıştı. Ama Trump, hem iç politikada hem de dış politikada Obama'nın yaptığı birçok şeyi tersine çeviriyor.

İsrail, bu anlaşmadan memnuniyet duyduğu halde memnuniyetsiz gibi görünüyor. Anlaşmanın İsrail için birçok avantajları var. Bir kere İran'ın nükleer güç olmasını en az 15 yıl öteledi bu anlaşma. İsrail için birçok avantajları olmasına rağmen Netanyahu büyük gürültü çıkarmıştı. Trump yönetiminde de İsrail ekolünden çok kişi var. Trump'ın içerdeki Yahudilerle arası bir parça kötü olsa da İsrail ve Netanyahu ile arası iyi… Ama ana unsur Trump'ın Obama ne yaptıysa tersini yapma isteği…

Amerika'da çok net bir kutuplaşma var. Yani karşı taraf ne yapıyorsa onu aptal, başarısız, şeytan gibi gösterme eğilimi var. Cumhuriyetçilerde biraz daha fazla olsa da bu eğilim her iki partide de var… Trump da bu kutuplaşma gereği Obama'nın Küba ile anlaşması gibi attığı birçok adımı tasfiye ediyor.

Obama anlaşmaya o kadar önem vermişti ki; İran'ın Suriye'deki durumu değiştirecek adımlar atmasına bile göz yummuştu. Fakat Trump ve ekibi gelir gelmez İran ile anlaşmayı askıya alacağını söylemişti. Fakat şu anki durumda İran'a daha fazla baskı yaparak yeni ve daha avantajlı bir anlaşma yapılabilir noktasına gelindi.

Fakat bu kadar gündeme oturmuş olmasının ana nedeni ise; birçok ülkenin bu anlaşmaya imza atmış olması. Bütün dünyanın desteklediği bir anlaşmayı kafanıza göre askıya alırsanız ciddi bir tepki ile karşılaşırsınız.

-Trump ve ABD, İran adımı ile neyi hedefliyor?

-ABD, İran ile iş yapan, petrol alan şirketleri cezalandıracağını söylüyor, Avrupa ülkeleri de buna karşı çıkıyor. İran, birçok şirket için önemli bir pazar olsa da ABD pazarından men edilmek birçok şirket için daha büyük bir tehlike… Bu yüzden birçok otomotiv, inşaat, petrol ve diğer şirketler İran'dan çekildi. Yani ABD'nin Avrupa karşı çıksa da kaba gücüyle olayları etkileme gücü halen var…

Ama ABD bu baskı ve kaba gücü fazla abartırsa diğer aktörler devreye girer mi, doların yerine farklı alternatifler arayışına girerler mi sorusu var… Biliyorsunuz doların dünyada yüzde 70-75'e yaklaşan bir hakimiyet alanı var. ABD şu an merkezi konumunu çok abartılı ve kaprisli kullanıyor. Bundan dolayı da bu alternatif arayışları ve söylemleri zayıf olsa da uzun zamandır gündemde. Dakika başı fikir ve politika değiştirmek süper güç için doğru bir adım değil.

 2210989_810x458

Hegomonluğun raconunda kuralları koymak ve geleceği görülebilir hale getirmek var. Yani güven ortamının sağlanması ve ileriye dönük şirketlerin yatırım olanaklarının sağlanması… Hegomon olmak sadece en güçlü devlet olmak değildir. Aynı zamanda düzeni de sağlayacak olan o hegomon devlettir. Ama ABD, şu an itibariyle milli çıkar mantığı ile çok yanlış kullanıyor gücünü…

-ABD araseçimleri hem içerde hem de dışarda nasıl karşılanır, sonuçları ne olur?

-Bütün seçimler için; bu en önemli seçim denir ama bu seçim son zamanlardaki en önemli ara seçim… Trump, başkan olunca büyük bir kopuş oluşturdu. Eskiden demokratlar da gelse cumhuriyetçiler de gelse belli bir devamlılık olurdu. Fakat Trump, iç politikadan hukuka, siyasetten topluma büyük bir kopuş başlattı. Normalde ara seçimler başkan üzerinde çok belirleyici olmazken bu seçim Trump için adeta bir referandum haline geldi. Bu seçimde Senatonun üçte biri değişiyor, Temsilciler Meclisinin de tamamı değişiyor. Ara seçimlerde iktidar partisi genelde kayba uğruyor. Temsilciler Meclisinde demokratların çoğunluğu sağlaması ile birlikte birçok soruşturma dosyası da yeniden gündeme gelecek. Bunun yanında dış ve iç siyasette Trump'ın attığı adımların manevra alanını daraltabilirler. Özel yetkili savcılar gündeme gelebilir. Önümüzdeki aylarda özel yetkili başsavcı gündemde daha fazla yer alabilir.

Amerika'da ekonomi kağıt üzerinde çok iyi. İşsizlik yüzde 3 seviyesine düştü. Trump, garip bir ekonomik canlılık sağladı ama toplumsal olarak Trump, birçok tartışmaya konu oluyor…

Trump, çok dengesiz bir adam. Türkiye'ye büyük bir kazık atmak istedi ve ekonomik olarak ciddi sarsıntılar yaşattı. Ama Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saygı duyuyor; daha doğrusu güçlü liderlere sempatisi var.

Bunun yanında Kaşıkçı olayı da Türkiye'yi ABD'ye karşı daha güçlü bir pozisyona getirdi. Kaşıkçı olayı ile ilgili Türkiye'nin elinde acaba daha hangi bilgiler var şüphesi ABD'nin Türkiye'ye karşı köşeli hareketler yapmasını engelleyebilir.

Bunun yanında halen süren S-400 meselesi ve Münbiç olayı var… Ama en önemli konu ise İran ambargosu. Türkiye, ayrıcalık tanınan 8 ülkeden biri. Ama bu ayrıcalık geçici bir ayrıcalık. ABD'nin asıl amacı geçişi kademeli olarak yapmak.

-Türkiye-Rusya ve İran bloğu ve Avrupa'da durum nasıl?

-Türkiye'nin İran ve Rusya ile Suriye üzerinden bir yakınlaşması var. Türkiye, İran'dan enerji almaya devam edeceğini açıkladı defalarca. ABD ile olan yumuşama ortamından sonra Türkiye geri adım atacak mı?

Ayrıca İran'ı petrol piyasasından tamamen çıkarmak da büyük risk. İran, petrol satışından men edildiğinde Suudi Arabistan bu ihtiyacı karşılayabilecek mi sorusu akıllara geliyor.

Avrupa ülkeleri, doların dışında takasa dayalı bir düzen kurmak üzerinden bir formül ürettiler. Petrol karşılığında farklı ürünler vererek ambargoları delmeyi planlıyorlar. Fakat bunun ABD'nin gücünü kırıp kırmayacağı tartışılır bir konu… Türkiye de bu süreçte ABD'ye karşı yatırım alanlarını çeşitlendirmeye çalışıyor. Avrupa'nın ABD'ye karşı net tavırla karşı çıkması durumunda Türkiye'nin de yaklaşımı daha netleşecektir.

-Cemal Kaşıkçı olayı ile birlikte Suudi Arabistan ve ABD'nin arasında kısa süreli de olsa bir gerginlik oldu. Bunun yanında Prens Selman'ın üzerinin çizildiği söyleniyor. Bu konuyu nasıl görüyorsunuz?

-Suudi Arabistan Veliaht Prensi İsrail ve ABD yönetimlerine oldukça yakındı. Selman'ın ana politikası İran'a karşı İsrail ve Trump yönetimi ile sert bir cephe oluşturmaktı. Yine Trump'ın damadı Kushner, bir İsrail-Filistin barış anlaşması hazırlıyor. Hazırlayanların tamamı da Yahudi kökenli… Bu anlaşma veya plan adil olmayacak ve İsrail'i kayıracak bir plan olacaktır. Burada Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'a da şu şekilde yaklaştılar: Sen önemli bir ülkesin ve dini anlamda semboller senin ülkende. Yapılacak olan bu anlaşmayı ve planı İslam alemine güzel bir şekilde sun…

turkiyeden_cok_kritik_cemal_kasikci_aciklamasi_1541492732_5155

Fakat Kaşıkçı olayında hem Prensin hem de Suudi Arabistan'ın prestijine darbe geldi. Bu darbe ne kadar kalıcı olacak bilinmez. Selman'ın Trump ve İsrail ile ilişkileri iyi olmasının yanında prensin çok kontrolsüz hareketleri de var. Yemen'deki savaşta sürekli sivil öldürülüyor mesela. Yine ABD'nin müttefiki olan Katar'a ambargo uygulamaya kalktı, içerde birçok prensi ve ailesini mahkum etti veya sürdü. Bu yaşananlar ABD'de bazı kaşların çatılmasına neden oldu ama Trump ve damadı prens ile iş yapmak istiyorlardı. Ama son Kaşıkçı olayı bunu biraz zorlaştırdı. ABD'de Trump, Selman'ın biletini kesecek diyenler de var, bu durumun üzerini örtüp idare edecek diyenler de var.

3 Hafta boyunca Kaşıkçı dünyanın bir numaralı konusu oldu. Ve bu olayda prens Selman köşeye sıkıştırıldı. Cinayeti kendisine bağlayan bağlantılar net olarak koyulmasa da herkes onun bağlantısını biliyor artık. İşin ilginç tarafı bu yapıda bir adam normal şartlarda dünyanın en önemli petrol ülkesini en az 50 yıl yönetecek. Böyle dengesiz bir adam ABD'nin işine bence gelmez. Bence Trump zamanında olmasa da ona alternatif birini de düşünebilirler. Fakat Selman, kendisine alternatif olabilecek herkesi saf dışı bıraktı. Böyle bir şey olacaksa bile suikast ile olacak veya yanına prestijini artırmak için aileden başkalarını yanına alması istenebilir.

Röportaj: Cuma Obuz

Haber Ara