Dolar

32,3184

Euro

35,1145

Altın

2.295,76

Bist

9.050,61

Kaos rüzgarı ve öze dönüş

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-13 15:45:46

Kaos rüzgarı ve öze dönüş

Ankara Garı'nda patlayan bomba birçok insanın hayatını kaybetmesine sebep olurken, ülkemiz üzerinde uzun zamandır esmekte olan kaos rüzgârının daha da sertleşeceğine işaret ediyor.

Doğu ve Güneydoğu'da polis ve asker cenazelerinin Türkiye'nin geneline dağılması, Suruç ve Diyarbakır'da patlayan bombaların Doğu'dan Batı'ya yani Ankara'ya doğru yol alması tehlikeli bir süreci tetikliyor.

Polis ve asker cenazeleri ve miting meydanlarında patlayan bombalar, bu coğrafyanın uzun yıllardır bir türlü çözemediği, küresel boyutlu tarihsel ve sosyo-ekonomik siyasal sıkıntılarımızın sonucudur.

Sorunların ve siyasal ayrışmaların çok olduğu toplumlarda fikir çatışmaları doğal karşılanır ve ikaz vazifesi görür fakat, silahlı çatışmaların ve cenazelerin çoğalmaya başladığı ortamlarda toplumsal tedirginlik ve kaos baş göstermeye başlar.

Psikolojik savaşın devreye girdiği ortamlarda toplumsal ayrışma ve çatışma tehlikesinin önünü almak zordur.

Toplumlar kendi hedef ve inandıkları yönlere doğru kanalize edilir ve dönüşü zor olan bir yola doğru sürüklenirler. 

Son aylarda ülkemizde yaşanan hadiselere bakıldığında psikolojik savaş emarelerine şahit oluyoruz.

Siyasi gerginliklerin hızla yukarı doğru tırmanması, düşmanlıkların körüklenmesini tetiklemektedir.

Yaşadığımız terör olayları karşısında toplum; güven, panik ve yarın korkusu içinde siyasal, psikolojik bir savaşın etkisi altında duygusal tepkileri tercih ediyor.

Bundan sonraki süreç kontrol edilemediğinde toplum, kendisini yönlendiren güç algısına teslim olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

İç çatışma kaos risklerinin büyüdüğü ortam ve zamanlarda en çok aranan tarafsız sağduyu mekanizmalarıdır.

Bunlar; kimi zaman kanaat önderi, toplumun ortak değeri olan din adamı, sanatçı, siyasetçi veya STK olabilir.

Toplumsal tansiyonu düşürebilecek mekanizmaları yaşatmak, korumak, güvenmek gerekiyor.

İnsanoğlu doğası gereği yaşamını sürdürmek için öncelikle can güvenliğini korumak ister.

Sivil toplum kurumlarının asıl gaye ve hedefleri her zaman toplumsal barışı ve adaleti gözetmek için mücadele içinde olması gereken ahlaki misyonu olan önemli dinamiklerdir.

Sivil toplumun en eski, en güzel ideal örneklerinden biri Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde kurulan Erdemliler Topluluğu. (Hılfıl Fudul) 

Mekke'de zulme ve haksızlığa uğrayan kim olursa olsun imdadına koşmuş, adaleti, hakkı ve hukuku ikame etmek için gayret çaba sarf etmiş bir yapıydı.

Bu yapı tamamen toplumun huzuru için çalışan bir yapıydı.

Maalesef günümüzün en büyük problemi sağduyu, denge problemidir.

Sağduyu, adaletin, vicdanın sesine kulak vermektir. Sivil toplum ve kanaat önderleri toplumun, adaletin terazisi olmalıdır.

Sivil toplumun özüne, Erdemliler Topluluğu örneğine dönmelerine çok ihtiyacımız var.

Yaşadığımız bu kaos rüzgârlarını dindirmek açısından öze dönüşe çok acil ihtiyacımız var

Haber Ara