İstanbul, yakın tarihimizde benzerine pek rastlanmayan bir yerel seçime gidiyor bugün. İstanbul seçimleri yenilenecek...
Altı üstü bir yerel seçim bu; ama her şeyi yerinden edebilecek bir yerel seçim. Öyle ki, hiç bir aday, projeleri üzerinden kampanya yürütmedi, yürütemedi.
Ülke, gerçek seçimini yapamadı hâlâ!
İstanbul seçimi de bundan azade değil.
Oysa İstanbul'un dağ gibi sorunları var. Bunları seçimden sonra konuşacağız anlaşılan!
Burası Türkiye!
İstanbul halkının iradesi Ali-Cengiz oyunlarıyla ipotek altına alındı önceki seçimlerde.
İstanbul halkı bugün iradesine sahip çıkacak, iradesini çalanlara gerekli cevabı sandıkta verecek!
ALİ-CENGİZ OYUNLARI BİTSİN ARTIK!
İstanbul seçiminin basit bir seçim tekrarı olmadığını gösteren belki de en önemli gösterge, Erdoğan'ın başkanlığının ve dolayısıyla AK Parti iktidarının meşruiyetinin tartışmaya açılacağının açık ve örtük şekillerde dillendirilmiş olması muhalefet partileri tarafından!
Bu tehlikeli işte!
İktidara mevcut iktidarı veren seçimler geçtiğimiz Haziran ayında yapıldı. Başkanlık sisteminin ve Erdoğan'ın başkanlığının İstanbul seçimlerinden sonra meşruiyetini tartışmaya açmak, Ali-Cengiz Oyunu oynamaktan bıkmadıkları anlamına gelir!
Ülkenin dağ gibi sorunları varken, böylesine yapay bir tartışma açmak, ülkenin değil küresel güç odaklarının çıkarlarını savunmak anlamına gelir..
İşte bu çok tehlikelidir!
Oysa Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük dönüşümlerinden birini gerçekleştirdi “başkanlık” sistemine geçerek.
Başkanlık sistemi, hem ülkedeki karar mekanizmalarının daha hızlı ve verimli çalışması açısından hem de bunun sonucu olarak Türkiye'nin hızlı büyümesi ve güçlenmesi açısından hayatî bir dönüşüm oldu.
Başkanlık sistemine geçilmesi, önceki parlamenter sistemin savunucusu bazı kesimleri rahatsız etti: Önceki sistem, adı parlamenter sistem olsa da tepe'den dayatılan tastamam bir jakoben sistemdi: Üç sacayağı olan bir oligarşi.
Layüsel bir hukuk oligarşisi.
Layüsel bir askerî oligarşi.
Layüsel bir ticarî-ekonomik oligarşi.
Bu üç oligarşik mekanizmayla toplumun iradesi ipotek altına alındı parlamenter sisteme geçtiğimiz 70 yıl boyunca.
Başkanlık sisteminin “başkan”ın yetkilerinin revize edilmesi gerektiği konusunda başından bu yana yaptığım eleştiriler ve öneriler oldu.
Erdoğan, bu konuda düzenlemeler yapacak önümüzdeki süreçte...
Bununla birlikte, başkanlık sistemine geçince, ülkeye Ali-Cengiz oyunlarıyla çeki düzen veren oligarşik sistem büyük darbe yedi. O yüzden eski sistemin savunucuları, bugün yalnızca İstanbul seçimini yeniliyor olmamıza rağmen “intikam”dan veya “meşruiyet sorunu”nun patlak vereceğinden sözedebiliyorlar!
TOPLUM, BASİRETİNİ KUŞANACAKTIR...
Sözün özü: Bu ülkede ipler henüz bu ülkenin hâs çocuklarının eline geçmiş değil. Ülkeyi iki asırdır içerden teslim alan şebekeler, küresel sistemin çıkarlarının koruyuculuğunu yapan şer-şirret çevreler, ülkede iplerin bu ülkenin hâs çocuklarının eline geçmemesi için kıyasıya mücadele ediyorlar.
Eğitim, kültür, medya, gençlik ve şehircilikteki büyük eksikliklere ve yanlışlıklara rağmen bu asil toplum, bu ülkenin istiklal ve istikbal mücadelesini sekteye uğratacak bir hata yapmaz!
Yükümüz de, yükümlülüğümüz de ağır!
Yükümlülüğümüzün bilinciyle hareket edemezsek bu yükün altında kalırız ve bize umut olarak bakan mazlumların umutlarının suya düşmesinin vebalini iki cihanda da ödeyemeyiz aslâ!
Bendeniz, bu toplumun ferasetine ve basiretine güveniyorum. Bu büyük tarihî vebal bilinciyle hareket edecektir bir kez daha.
İstanbul seçimi, ülkemize hayırlı olsun; hayırlar, güzellikler getirsin.
