Dolar

32,3697

Euro

34,9616

Altın

2.325,62

Bist

9.075,30

Çölyak hastalığı Doğu'da Türkiye’nin iki katı!

İç hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Cumhur Dülger ve ekibinin iki yılda gerçekleştirdikleri araştırmada, Doğu Anadolu ve Mezopotamya bölgesinde görülen çölyak sıklığının, Türkiye ortalamasının iki katı olduğu saptandı. Ayrıca bu hastalığın hayvanlardan insana geçen ‘kist hidatik’le ilişkisi var.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-04 10:25:20

Çölyak hastalığı Doğu'da Türkiye’nin iki katı!

Çölyak hastalığı ince bağırsağın, gluten isimli proteine karşı yaşam boyu süren alerjisidir. Kas zayıflığı, kilo azlığı, iştahsızlık, büyüme geriliği, ağız içinde yara oluşumu, eklem ve kemik ağrıları ile karın bölgesinde oluşan şişlik belirtileri arasında yer alıyor. Çölyak hastalarının gluten içermeleri nedeniyle buğday başta olmak üzere yulaf ve çavdar gibi tahıllardan ömür boyu uzak durması gerekiyor.

Kist hidatik ise zoonotik karakterli bir rahatsızlık. Halk arasında kist hastalığı olarak biliniyor. Etkeni, ‘Echinococcus Granulosus' adı verilen bir parazit. Bu paraziti kapanların karaciğer, akciğerler ve birçok dokusunda kist görülebiliyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Cumhur Dülger ve ekibinin 2 yıl boyunca 700 kişi üzerinde yaptıkları çalışmanın sonucuna göre; hayvandan insana bulaşan kist hidatik hastalığı, çölyak hastalığının altyapısını oluşturuyor. Dülger, bunu da dünyada ilk kez kendilerinin ortaya koyduğunu söylüyor.

Dülger, kist hidatik hastalığının çölyak hastalığının altyapısı ve çevresel etkeni olduğunu dünyada ilk defa kendilerinin bulduğunu belirterek şunları söyledi:

“İki yıl boyunca devletimizin hiç bir imkanını kullanmadan kendi arkadaşlarımızla yaptığımız bir çalışmadır. Bu yönüyle çölyak hastalığının anlaşılması konusunda dünya tıp tarihinde bir ışık açacaktır... Çölyak nedeniyle ince bağırsak mukozası harap olmakta, demir eksikliği anemisi, kemik erimesi, kısırlık, erken bunama gibi pek çok hastalıkları ortaya çıkarmaktadır. Gluten hastalığının dünyadaki sıklığı genel olarak binde 5 ve yüzde 1 olarak değişmektedir. Ortadoğu ve coğrafyamızda örneğin yüzde 8 olarak bahsedilmektedir. Fakat bu konuda toplumumuzda yeteri miktarda çalışma yapılmamıştır. Aynı zamanda çölyak hastalığının genetik kökleri de bilinmektedir. Çevresel faktörlerin mi daha baskın, genetik faktörlerin mi daha fazla baskın olduğu konusunda dünyada halen pek çok merkezde özellikle Hollanda'da çalışma grupları mevcuttur. Doğu Anadolu ve Mezopotamya bölgemizdeki çölyak hastalığı sıklığını araştırmak, hem de çölyakın çevresel etkenlerinin ortaya çıkarılmasını sağlamak için geniş ölçekli 2 yıl süren bir çalışma yürüttük. Bu çalışmamızın sonucunda Doğu Anadolu ve Mezopotamya bölgesindeki çölyak sıklığının Türkiye ortalamasının 2 kat üstünde olduğunu bulduk. Aynı zamanda çevresel etken olarak da kist hidatik hastalığının yani koyunlardan insanlara geçen karaciğer kist hidatik hastalığında çölyak hastalığı sıklığının normal topluma göre 5 kat daha fazla olduğunu bulduk. Bu yönüyle dünyadaki ilk bulgudur. Hem çölyak hem de kist hidatik hastalığı özellikle sosyo ekonomik düzeyi düşük toplum katmanlarında görülmektedir. Kist hidatik hastalığı temelde çiftçilerimizin hastalığı olduğu için yine çiftçilerimizde bu 5 kat fazla olan çölyak hastalığı, onların sosyo ekonomik durumuyla ilgili bize ışık tutmaktadır.”

EKMEK TÜKETİMİNE DİKKAT!

Çalışmanın Türkiye için bilimsel anlamda bir itibar kaynağı olacağını söyleyen Doç. Dr. Cumhur Dülger, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bir toplum ne kadar ekmek tüketirse o kadar fazla genleri genetik değişime uğrar. Çölyak hastalığına yakalanması da o kadar fazladır. Önlenemeyen bir kitlemiz de mevcut. Bunun için de toplum taramaları çok önemli. Özellikle çölyak testleriyle 15-25 genç hasta grubunun taranması çok önemlidir. Demir eksikliği anemisi, kemik erimesi, kısırlık, erken bunama gibi hastalık şikayetiyle gelen özellikle bayan hastalarda ilk işlem çölyak testi olmalıdır.”

Haber Ara