Dolar

32,3780

Euro

35,0096

Altın

2.325,47

Bist

9.097,45

CHP entelijansiyasında kitlesel günah çıkarma modası!

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-06-29 18:09:06

CHP entelijansiyasında kitlesel günah çıkarma modası!

Türkiye bir seçimi daha çok şükür kazasız belasız atlattı!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, her seçim sonrası yaptığı gibi kerameti kendinden menkul başarılarını sıraladı. Ancak CHP seçmeni ve hatta entelijansiyasının bu seçim sonrasındaki tavrı önceki seçimlere nazaran oldukça farklı oldu.

Evet; her zamanki gibi ‘cahil halk'ı suçlamayı, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verilen oyların ‘kömür ve makarna yardımları' sayesinde geldiği hezeyanlarını, dahası ‘sandıkta hile' teranelerini tekrarlamaya devam ettiler.

ELEŞTİRİ Mİ U DÖNÜŞÜ MÜ?

Ama aynı zamanda son seçimde bir özeleştiri modası başladı…

Muharrem İnce'den, Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya'ya, İsmail Saymaz'dan ‘‘Erdoğan'ın kazanacağını biliyordum ama düşük gösterdim. Yoksa CHP'liler beni linç ederdi'' diyen Hakan Bayrakçı'ya kadar… Dahası Ayşenur Arslan'dan ‘‘30 yıllık karım tüm seçim gecesi bana çemkirdi'' diyen Emin Çapa'ya kadar…

Seçimlerin hemen ardından bir U dönüşü yaptılar.

Özeleştiri modası' diyorum, çünkü; bu özeleştirilerin hiç birinde bir pişmanlık belirtisi yok. Çünkü seçim öncesi CHP'li kitleyi gazlayan, bu yalanlarla pohpohlayan bizzat kendileriydi.

FETÖ GÖLGESİNDE KİTLESEL ÖZELEŞTİRİ MODASI

Türkiye'de benim gözlemleyebildiğim son kitlesel özeleştiri modası 2010'ların başında Ergenekon operasyonlarının açtığı kulvarda yapıldı. FETÖ, askeriye içerisinde yaptığı tasfiyeyi, dindar kitlelere 28 Şubat sürecini hatırlatarak meşrulaştırırken, o dönemde basın ve üniversitelerde görev almış ‘aydınları' özellikle kullandı.

Nice solcu, laik, liberal, ‘yetmez ama evet'çi, büyük FETÖ ağacının gölgesinde 28 Şubat'ta yaptıkları yanlışları sıraladılar. Kimisi dindarları hedef gösterdiği için utandığını, kimisi aslında hiç darbeci olmadığını ama 28 Şubat'ta askerlere ses çıkarmanın cesaret istediğini ve bu cesareti o dönemde gösteremediğini söyledi.

Peki sonuç ne oldu?

Bu kadar aydının, yazarın, çizerin darbeye karşı çıkmadıkları, çıkamadıkları için günah çıkardıkları Türkiye, 15 Temmuz'u yaşadı. Üstelik 2010'ların başında günah çıkartanların marifetiyle…

İşte, Murat Aksoy'un 15 Temmuz'dan aylar önce Halk tv ekranlarında yaptığı ‘‘Ankara'da darbe ihtimali konuşuluyor'' açıklaması… Darbe girişiminden aylar önce Mehmet Altan-Ahmet Altan kardeşlerin FETÖ kanalında yaptıkları ‘‘Türkiye'deki askeri darbelerin önünü açan gelişmeler her ne ise Erdoğan o yolları teker teker açıyor'' açıklamaları… FETÖ ikliminde yeşeren Osman Özsoy'un 15 Temmuz'dan bir ay önce ‘‘Keşke profesör olacağıma albay olsaydım'' açıklaması! Ve daha nicesi…

SAĞDUYULU ELEŞTİRİ İHTİYACI

Türkiye'nin yakın tarihi ‘moda'ya dönüştürülen kitlesel eleştirinin ülkeye ve mahdut kitleye bir fayda sağlamadığını ispatladı. CHP ve entelijansiyası dün nasıl ki abartılı habercilikleriyle, abartılı anket sonuçlarıyla konuşuluyor idiyse bu gün de bu bu ‘moda'yla konuşulmakta…

Oysa ihtiyaç duyulan eleştiri modası değil, sağduyulu eleştiridir!

Bu eleştirinin yapılıp yapılmadığı da çok yakında ortaya çıkacaktır.

Fatih Portakal'ın samimiyeti, yakın zamanda sunduğu haber bülteninde; Hakan Bayrakçı'nın samimiyeti de ilk açıklayacağı anket sonucuyla ölçülecektir.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara