Sahur yemeğini yedim, biraz önce sabah ezanı okundu. Mübarek Ramazan geldi geçiyor. Bu feyizli ve nurlu ayda Dinimize, Kitabımıza, Ümmetimize doğru dürüst hizmet edebiliyor muyuz? Edilmediği kanaatindeyim. Etmek için hürriyet mi yok, para mı yok, imkân mı yok? Hepsi var ama edemiyoruz işte. Hizmet etmek için başka neler lazım? İlim lazım, irfan lazım, niyet, irade, azim lazım, plan program lazım... Birlik lazım...
Hiç hizmet edilmiyor mu? Öyle bir şey demiyorum, demem. Bendeniz Ümmet çapında mükemmel hizmetler istiyorum.
Ramazan bir feyz ayıdır, ondan yararlanmak gerekir.
Her sınıf halka, gençliğe gerektiği gibi, yeteri kadar, onların aklına, kültürüne, zihniyetine uygun nasihat ediliyor mu?
Ramazan'da, en az bir milyon adet, içindeki bütün bilgiler doğru olan küçük özet bir ilmihal kitabı dağıtılması çok iyi olmaz mıydı? Niçin böyle bir kitap hazırlamadık?
Niçin namaz, cemaat, tesettür kampanyası başlatmadık?
Niçin Müslümanların birleşmesi için çalışmıyoruz?
Ümmetin başına râşid bir İmam niçin seçmiyoruz?
Bu ayı fırsat bilen zekât haramileri ile niçin mücadele etmiyor, zekât paralarını ve mallarını hak eden fakirlere, miskinlere ve diğerlerine dağıtmıyoruz?
Ülkeye İslam ahlakını hâkim kılmak için ne gibi çalışmalar yapıyoruz?
İş hayatına ahilik, fütüvvet prensiplerini hâkim kılmak için neler yapıyoruz?
Bu ayda lüksle, israfla, aşırı tüketimle var gücümüzle mücadele etmemiz gerekmez mi?
İsveç İKEA firması İstanbul'da 18 liraya iftar yemeği veriyor. Herhangi bir İslamî firma, kurum, kuruluş böyle bir şey yapıyor mu?
Ramazan lüks iftar ziyafetleri ayı mıdır, yoksa yukarıda anlattığım gibi hayırlı, lüzumlu, zarurî hizmetler ayı mıdır?
Bu mübarek ayda, milyonlarca lise öğrencisini ilgilendirecek bir naat yarışması niçin açmadık?
Yurdun her yerini hayırlı öğüt, uyarı levhaları ile niçin doldurmadık?
Diyanet var, binlerce sivil toplum kuruluşumuz var, cemaatlerimiz, tarikatlarımız, vakıflarımız var. Onların hiç olmazsa bir kısmı niçin birleşip böyle hizmetler yapmıyor?
Ramazan pideleri susamlı mı olsun, çörek otlu mu? Bunun bize ne faydası var?
Sekülerleşmiş, dinden uzaklaşmış vatandaşlar, gençler için bir şey yapabiliyor muyuz?
Din-i mübin nasihat dinidir. Bilen tabakamız bilmeyen yığınlara nasihat ediyor mu?
Ehliyetli, liyakatli, bilen Müslümanların bilmeyenleri uyarması gerekmez mi?
Bu Ramazan'ın da, öncekiler gibi hizmet, irşad, davet, tebliğ, emr-i mâruf, nehy-i münker, müjdeleme, uyarma, korkutma, düzeltme, ıslah hizmetleri bakımından kurak kalmasının derin üzüntüsü ve hayal kırıklığı içindeyim.
Filan camideki şadırvanların şırıl şırıl, öbür camidekilerin şarıl şarıl akması beni hiç ilgilendirmiyor, ruhumu ihtizaza (titreşime) getirmiyor.
**
Çamlıca Camii'nde, ileride tarihçi olmak isteyen liseli bir gençle tanıştım. Onu bir akşam iftara çağıracağım, belki bir nebze rehberlik edebilirim.
**
Konya Karatay Üniversitesi'nde bütün öğrencilere ahilik dersi veriliyormuş. Bu habere çok sevindim. Bizi ahilik ve fütüvvet ahlakı ve zihniyeti biiznillah kurtarır. Yeter ki laf ahisi değil, hâl ahisi olalım. Ahilik kuru edebiyatla, nazariyatla olmaz; onu yaşamak, hayata geçirmek gerekir.
**
Her Ramazan'da küçük faydalı bir broşür yayınlıyordum. Hastalığım dolayısıyla bu sene yapamadım. İnşaallah bayramdan sonra telafiye çalışacağım. Hayli projelerim var.
**
Arpa, buğday, diğer tahıllardan, eski ekşi maya ile yapılmış bir ekmek hediye ettiler. Ekmek çok ulu bir nimet. Allah'ın yardımıyla sağlığımızı korumak için kepekli doğal ekmek tüketmemiz gerekir. Ekmeğin iyisi nasıl anlaşılır biliyor musunuz? Yumuşak olmaz, sert olur, yutması zor olur. İyi ekmek hem besindir, hem ilaçtır, şifadır. Bembeyaz ekmeklerden uzak duralım. Buğdayın en kıymetli ve faydalı kısmı kepeğidir. Kepeği eleyip hayvanlara yedirmek akıllı insana yakışmaz.
**
Batı Avrupa intihar ediyor. Kendisi ölmekle kalmayacak, bütün insanlığı ve dünyayı da batıracak, öldürecek. Onu durduracak beşerî bir güç var mı?
**
Evangelistler, İslam'ı ve Müslümanları dünyadan kazımak istiyor. Ehl-i İslam'ı yok edip Türkiye'yi bir Hıristiyan ülke haline getirmek istiyor. Bu konuda herkesin okuyup anlayabileceği bir broşür hazırlamak gerekiyor ama bunu kim yapacak? Bu broşür hem internet ve TV ortamında olmalı, hem de kâğıtlı baskılı nüshaları milyonlarca dağıtılmalı. Onların aşırı düşmanlıkları, belgelerle, kendi beyanları ile anlatılmalı.
**
Kesin tarihini vermem mümkün değil ama çok uzak olmayan bir gelecekte, elektronik ve elektrikli cihazlar çalışmaz olacak. O gün gelince elde yazılı materyal olması gerekecek.
**
Halkı sersemlettiler, akılları dondurdular, üç yüz kelimelik basit bir metni bile anlayamaz hale getirdiler. Gerçekleri üç yüz sayfalık bir kitaba sığdırsanız, bunu üç milyon adet bastırıp dağıtsanız, anlaşılmadıktan sonra ne kıymeti olur?
**
Fakirin, hazırlanıp yayınlanmasını istediği 150 sayfalık ilmihal kitabı, sadece okunmayacak, ölünceye kadar unutmamak şartıyla ezberlenecektir.
**
Ben doktor veya mühendis olacağım, bana edebiyat, tarih, sanat, felsefe, mantık, beşerî coğrafya, Osmanlıca kültürü gerekmez diyene: Müsaade buyurursanız size geri zekâlı diyebilir miyim?
