Dolar

32,5589

Euro

34,8836

Altın

2.430,98

Bist

9.645,02

BM kürsüsünden Gazze’ye tehdit

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-09-29 09:16:47

BM kürsüsünden Gazze’ye tehdit

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Perşembe günü New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap etti ve daha önceki konuşmalarının bir benzerini yaptı.

Yine İsrail ile müzakerelere hazır olduğunu açıkladı ve müzakere masasına dönülmesi için uluslararası toplumdan destek talep etti.

Şiddeti ve terörü asla kabul etmediklerini, dünyanın neresinde olursa olsun silaha başvurulmasını reddettiklerini, haklarını aramak için sadece barışçıl yollara başvuracaklarını söyledi.

Abbas'ın “şiddet” ve “terör” ile kastettiğinin “işgal altındaki topraklarda işgale karşı silahlı direniş” olduğunu söyleyemeye gerek yok.

Silahlı direniş dâhil işgale karşı direnişin her türlüsüne uluslararası hukuk cevaz verirken Filistin Yönetimi Başkanı'nın işgal altında inleyen halkına silahlı direnişi yasaklaması anlaşılır gibi değil.

Abbas'ın işgal altındaki Filistin topraklarının büyük bir kısmından vazgeçtiğini ve “İsrailli kardeşleriyle yan yana yaşamaya” hazır olduğunu biliyoruz.

Tüm istediği geri kalan küçük bir kısım üzerinde bağımsız devlet kurabilmek.

Bunu da işgale karşı savaşarak değil, Amerika'ya ve uluslararası topluma yalvarıp yakararak sağlamayı planlıyor.

Yani Amerika ve diğer ülkeler İsrail'e baskı yapacak, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını Netanyahu'ya kabul ettirecek.

Tam bir “Ölme eşeğim ölme” durumu.

Kudüs'ün tamamını İsrail'in başkenti ilan eden Amerika'nın tavrı ortadayken böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Abbas'ın işgalcilere karşı silah kullanma konusundaki “hoşgörülü ve yumuşak” tavrı Filistinlilere gelince 180 derece değişiveriyor.

Filistin Yönetimi Başkanı Batı Yaka'da kendi halkına karşı silah kullanmaktan ve Gazze Şeridi'ne İsrail ablukasını aratmayacak yaptırımlar uygulamaktan çekinmiyor.

BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasından birkaç saat önce kendisine bağlı güvenlik birimleri 100'e yakın Hamas üyesini gece yarısı evlerine baskın düzenleyerek gözaltına aldı.

İsrail'le müzakere masasına oturabilmek için atmadığı takla kalmayan Abbas, Filistinli gruplarla uzlaşıya kapıları kapatıyor.

Diyaloğu reddederek “Ya benim tüm taleplerimi kabul edersiniz ya da uzlaşı falan yok” diyerek dayatmacı bir tavır sergiliyor.

Abbas'ın bu yıl BM kürsüsünden yaptığı konuşmadaki en dikkat çekici şey Gazze Şeridi'ni açıkça tehdit etmesiydi.

Yakında uzlaşı görüşmelerinin son turunun yapılacağını söyleyen Abbas, taleplerinin bu kez de kabul edilmemesi halinde çok daha farklı davranacakları uyarısında bulundu.

Filistin Yönetimi Başkanı, Gazze Şeridi'ndeki direniş gruplarından silahlarını teslim etmelerini istiyor.

Hamas ve diğer gruplar silahlarını Abbas'a teslim ederlerse Gazze Şeridi'nde de tıpkı Batı Yaka'da olduğu gibi İsrail'le güvenlik koordinasyonu yapılacak ve direniş taraftarları gözaltına alınıp sorgulanacak.

Hamas ve diğer direniş grupları bunu kabul etmezse Gazze Şeridi'nde yaşayan 2 milyon civarında insanın hayatını daha da zorlaştıracak ve dayanılmaz hale getirecek yeni yaptırımlar devreye sokulacak.

Abbas'ın BM kürsüsünden tüm dünyaya verdiği mesaj işte bu.

Avrupa ülkeleri İsrail'in yıkmak ve sakinlerini tehcir etmek istediği El-Han El-Ahmer konusunda uyarılarda bulunuyor, yabancı aktivistler ve insan hakları savunucuları işgal güçlerince gözaltına alınmayı göze alarak tehdit altındaki köye desteğe gidiyor.

Filistin Yönetimi Başkanı ise konuşmasında El-Han El-Ahmer hakkında tek kelime etmiyor.

Tüm derdi Gazze Şeridi'ndeki direnişi sona erdirmek.

Böyle bir şey olabilir mi?

Maalesef oluyor.

Çünkü Filistin'den 60'ı aşkın sivil toplum kuruluşunun BM Genel Sekreteri António Guterres'e gönderdiği mektupta da açıkça belirtildiği gibi, Abbas Filistin halkını temsil etmiyor.

Haber Ara