Dolar

32,4712

Euro

34,7056

Altın

2.478,69

Bist

9.530,47

Afganistan: Savaşın ve yoksulluğun yetim bıraktığı ülke

Son 35 yılını işgal ve iç savaşlarla geçirmeye devam eden Afganistan, adeta yetim ve sahipsiz bırakılmış bir çocuğa benziyor.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-05 12:41:20

Afganistan: Savaşın ve yoksulluğun yetim bıraktığı ülke

1978 yılında Rusya, 2001 yılında ise ABD'nin başını çektiği Batı koalisyonunun işgali sonucunda, etnik, bölgesel iç çatışmalarla manen ve madden harap olmuş Afganistan, kurtarıcı bir el bekliyor.

2014 yılında yapılan bir araştırmada, halkın yüzde 75'inin ağır depresyon içinde olması ülkedeki durumun vahametini ortaya koyuyor.

Afganistan'ı ağır depresyona iten en temel sebepler savaş, yoksulluk, yolsuzluk ve işsizlik...

BATI'NIN  AFGANİSTAN  MODELİ  İFLAS ETTİ

Batı'nın Afganistan'da inşa etmeye çalıştığı siyasi model iflas etmiş durumda. 

2002 yılından bu yana Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası'ndan gelen 103 milyar dolar paranın yüzde 95'inin liderler, bakanlar, vekil ve bürokratlar tarafından paylaşılarak, iç edildiği tespit edilmiş. 

Batı'dan gelen yardımın sadece yüzde 5'i sağlık, ulaşım ve alt yapıya harcanmış. 

ABD, Afganistan'a yapılan yardımların kontrol edilemediği ve yolsuzlukların önüne geçilemediğini 2 yıl önce itiraf etmiş ve Karzai'den kurtulmanın yollarını aramaya başlamıştı.

HALK SANDIĞA GİTMİYOR

30 milyon nüfuslu Afganistan'da 17 milyon seçmen var. 

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında seçimlerin 1. turunda, 7 milyon insan sandık başına gitti. 2. turda ise 5 milyon insan sandık başına gitti ve oyların 1.5 milyonu geçersiz sayılırken, 3.5 milyon insanın oyu ile zar zor hükümet kuruldu.

Karzai'nin yolsuzluğundan şikayetçi olan Batı, bu kez Dünya Bankası'nda çalışmış, yüzde 55 oy alan ekonomist Eşref Gani'yi Cumhurbaşkanı seçtirdi. 

Afgan halkının sandığa gitmek istemeyişinin tek sebebi ise liderlere olan güvensizlik ve önlenemeyen yolsuzluklar...

Ülkeyi yöneten liderler ve bürokratların büyük çoğunluğunun aile üyelerinin Pakistan, Dubai, Avrupa ve Türkiye'de yaşadıkları ve bu ülkelerde ticaret yapıyor olmaları halkın yöneticilere olan umutsuzluk, öfke, kızgınlık ve güvensizliğini iyice pekiştirmiş.

İşsizlik oranı yüzde 70, kişi başına düşen milli gelir 200 dolar civarında ve halkın yüzde 80'i eğitim, sağlık ve yeterli beslenme imkanından mahrum vaziyette.

Halkın tek geçim kaynağı hayvancılık ve 
ilkel tarım...

Afrika'da yaşam süresi 46-50'lere yükselirken Afganistan'da bu süre 43'lerde seyrediyor.

Okuma-yazma oranın yüzde 28'lerde seyrediyor. Erkeklerin yüzde 43'ü, kadınların yüzde 12'si okuma-yazma biliyor.

Ülkede bin 420 tane ortaöğretim ve meslek okulu, 5 tane yüksek okul var. 

Sağlık durumu içler acısı... 70 tane hastane, 3 bin doktor, 2 bin 300 hemşire tam 30 milyon insana hizmet veriyor. Ülkeden kaçmaya çalışan gençlerin ve okumaya gidenlerin yüzde 95'inin bir daha Afganistan'a dönmeyi düşünmemiş olması gerçek fotoğrafı ortaya koyuyor.

Afganistan'da hayat Afrika ile 

kıyaslanmayacak kadar kötü...

Batı dünyasının birçok ülkesi Afrika'da STK projeleriyle eğitim ve sağlığa destek olurken, Afganistan adeta kaderine terk edilmiş vaziyette...

İslam ülkeleri, Rus-Afgan savaşı sürecinde yaptıkları yardımları savaşın bitimiyle tamamen bırakmışlar.

İslam Dünyası STK'larının, Afganistan'a eğitim ve sağlık projeleriyle acil bir seferberlik başlatması gerekiyor.

Afganistan'ın en temel sorunu siyasal istikrar ve güvenlik. Bu iki mesele hallolmadan Afganistan da huzur ve sağlıklı bir gelecekten bahsetmemiz mümkün görülmüyor.

Japonya, Almanya, Fransa, Amerika, Rusya ve Çin, Afganistan'da son yıllarda siyasi ve kültürel programlarını yoğunlaştırırken, moral olarak çökmüş bir Afgan halkının geleceğini inşaa etmeye çalışıyor. 

Sivil toplum kurumlarımız, Afganistan'ın hiç değilse güvenli bölgelerine insani yardım projeleriyle bir şeyler yapmayı denemelidir.

Haber Ara