Dolar

32,4375

Euro

34,7411

Altın

2.439,70

Bist

9.915,62

Abdülkerim Çevik 21 yıllık bir kan davasını sulh ile çözmüştü

Aralarındaki 21 yıllık kan davası, Şeyh Abdülkerim Çevik tarafından sulh ile çözüldüğünü belirten Kazım Güldal, Çevik'in ölümünün kendilerini hüzne boğduğunu ve olayın faillerinin en ağır cezayı almaları gerektiğini söyledi. Ayrıca 500'e yakın husumeti sonlandırdığı öğrenildi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-01-22 11:33:34

Abdülkerim Çevik 21 yıllık bir kan davasını sulh ile çözmüştü

Uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Bitlis'in önde gelen hocalarından olan Nakşibendi şeyhi Abdülkerim Çevik'in bölgede ara buluculuk yaparak "şeriata gitme" denilen geleneği sürdürdüğü ve bu sayede onlarca yıllık kan davalarını ve husumetleri bitiren kararlara imza attığı belirtildi.

İLKHA'dan Şükrü Tontaş, Gıyasettin Tetik, Ömer Adıgüzel imzası taşıyan habere göre Çevik; Bitlis'in Güroymak (Norşin) ilçesine bağlı Yemişveren (Balekan) köyünde yaşayan Güldal ailesi arasında 21 yıl önce yaşanan ve bir kişinin hayatını kaybettiği kan davasını barışla sonuçlandırmıştı.

seyh-abdulkerim-cevik-21-yillik-bir-kan-davasini-sulh-ile-cozmustu7f

Aralarındaki 21 yıllık kan davasının, Şeyh Abdülkerim Çevik'in gayret ve çabaları sonucu barışla neticelendiğini belirten Kazım Güldal, şunları söyledi:

"21 yıl aramızda süren kan davasını Şeyh Abdülkerim Çevik'in girişimleriyle 2016 yılında barış ile sonuçlandı. Aramıza giren Seyda (Hoca), bizi barıştırdı. Böylesi bir din adamını şehit etmemek lazım. Vahşi gibi medreseye girerek silahı çekip Seyda'yı vurmuş. Çok üzüntülüyüz. Memleketimizin başını kestiler. Onun ahlakı kimseye benzemiyordu. Bunu herkes biliyor. 70 talebesi vardı. Her gün 50 misafiri vardı. Yazıklar olsun onlara. Herkes böyle din adamlarını öldürecekse, nereye gidelim? Biz Müslümanız. Memleketimizi yıktılar. Yarın medreseye gelip kimin yanına gidelim? 150 yıl ceza verilsin. Kim olursa olsun, benim oğlum dahi olsa en ağır ceza verilmeli. Talebelere 3-4 yılda bir icazet veriyordu. Nice talebeleri yetiştirdi hepsi ekmek sahibi oldular. Buradan İstanbul'a, Erzurum'a, Diyarbakır'a her yer onu tanıyordu. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz."

"500'E YAKIN HUSUMETİ SONLANDIRDI"

Öte yandan Çevik'in en son 15 gün önce Kars'a, ondan önce de İstanbul'a giderek buralardaki husumetli ailelerin barışmasına katkı sunduğu öğrenildi.

Yazar Müfid Yüksel, yaptığı açıklamada, insanları kucaklayan, onlara sevgiyle yaklaşan Çevik'in insanların huzur içinde yaşaması için yıllardır arabuluculuk faaliyetlerini yürüttüğünü söyledi.

Göze çarpan, sonucu güzel faaliyetler yürüten Çevik'in bu yönleriyle birçok çevrenin barış odağı haline geldiğini anlatan Yüksel, şöyle konuştu:

"Çeşitli ailelerin kan davası, arazi davası ve başka ne sorunu olursa olsun hepsine müdahil olan, insanları barıştıran biriydi. Sulh ve arabuluculuk konusunda toplumsal bakımdan çok ciddi işlevler görüyordu. Fonksiyonu çok genişti. Aynı zamanda ilmi faaliyetleriyle de göze çarpıyordu. Neredeyse bütün İslam dünyasından tanığı insanlar vardı. Herkesin gönlünde taht kuran bu bölgede memlekette güzel işler yapan insanlarından biriydi. Hem bu anlamdaki faaliyetleriyle hem de kişiliğiyle insanlara kendini sevdirmişti."

Bölgenin kritik dengelerine yapılan saldırı niteliğinde olan olayın araştırılmasını istediklerini dile getiren Yüksel, şunları söyledi:

"Bu olay bölge tarihinde ilk kez oluyor. Arabulucu olan, insanlar arasında barış elçiliği yapan bir kimsenin bu şekilde bir suikastla hedef alındığını ilk defa görüyoruz. İnsanlar hasımlarını, davalılarını hedef alır. Bu insanlar bölgede dokunulmazdı. İlk defa dokunuldu. Kanaat önderleri ya da insanlar arasında barışı temin etme anlamında rolleri olan bu insanlar, bundan sonra çekinecekler. Çevik, bugüne kadar 500'den fazla kan davalı ya da husumetli aileyi barıştırdı. Burası şeyh Abdurrahman Taği döneminden beri hep bir barış yurdu olmuştur. İnsanlar buraya barışa gelmiştir."

"KANI KANLA TEMİZLEMENİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN ÇALIŞTI"

Abdülkerim Çevik'in kuzeni yazar Fatih Sevgili ise Çevik'in vefatının Türkiye gündeminde 3 gündür konuşulduğunu söyledi. İslam aleminin üzüntü duyduğu saldırının sosyolojik birçok sonucu da olduğunu belirten Sevgili, şöyle devam etti:

"Buradaki kalabalığın birinci sebebi Çevik'in değerli bir zat oluşu, ikincisi ise halkın mahcubiyetidir. Büyük bir katliam, insanları yasa boğan bir olay. Bugünden sonra sulh işlerinde, barışlarda insanlar temkinli davranacaktır. Bu yapı yüzyıllardır kanı kanla temizlemenin önüne geçmek için bu işi yapıyor. Çevik de yüzlerce kan davasını sulh ile sonuçlandırmış biri. Anlaşmazlığın çözülmesinde, hükme razı olmayan kişinin tavrıdır bu olay. Biz bu kadarını biliyoruz. Bu konunun araştırılmasını istiyoruz. Böyle bir vahşetin işlenmesi yüzyıllardır bu toplumda ilk kez karşılaşılan bir durum. Neredeyse sosyal medya hesaplarının yüzde 60-70'i Çevik'in fotoğraflarını paylaşarak üzüntülerini ve yaslarını ifade ettiler. Çocukluğundan bu yana ilim ve tasavvuf dışında özel hayatı olmamış bir şahsiyet. Bölgede yüzyıllardır ailesinin devam ettirdiği bu geleneği son 15-20 yılda en parlak zirveye taşımış, yüzlerle ifade edebileceğimiz kan davası ve husumeti bitirmiş bir kişiydi."

"BARIŞA VE İSLAM'A HİZMETLERİ OLDU"

Kanaat önderi Fethullah Ayte de "Çevik'in hem tasavvufi hem de ilmi hizmetleri devam ediyordu. Bu memlekette ve çevrede barışlara katılan biriydi. Herkes onu çok seviyordu ve dinliyordu. Barışlarda çokça muvaffak oluyordu. İlim irfan bakımında çok üst düzeydeydi. Çok güzel hizmetleri vardı. Dedesinden şimdiye kadar bu memleketin hizmeti, barış ve İslamiyet için çalışmaları oldu" diye konuştu.

Güroymak Saklı Köyü Muhtarı İzzetin Askay ise Çevik'in bölgenin barışında en fazla katkısı olan insanlardan biri olduğunu, yüzlerce kişinin onun sayesinde göç etmekten ya da huzursuz yaşamaktan kurtulduğunu aktardı. Çevik'in çok değerli bir insan olduğunu kaydeden Askay, "Güroymak halkının ve bütün çevrenin huzur adamıydı. Güroymak'ın dışında nerede bir olay olduysa hepsine gidiyor, barış ve huzuru sağlıyordu. Güroymak halkı tarafından sevilen bir insandı. Allah mekanını cennet eylesin. Bugüne kadar çok sayıda insanı barıştırmış bir insandı" dedi.

 

GELENEK: ŞERİATA GİTME

Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın haberine göre bölgede adı “Şeriata gitme” olarak bilinen bu uygulama bir nevi ara buluculuk. Mele veya şeyhler kavgalı iki tarafın arasındaki sorunu çözerken kutsal kaynaktan yararlanıyor. Verilen hüküm fıkıhtan ileri geldiği için her iki taraf da karara saygı gösteriyor.

"BU İLK KEZ YAŞANIYOR"

Hayatını kaybeden Çevik'in akrabası olan Sosyolog-Yazar Müfid Yüksel, bölgede bu tür bir hadiseyle ilk kez karşılaşıldığını söylüyor. Yüksel, “İki kişinin arasındaki sorunu çözmeye çalışan bir din adamının bunu yaptığı için katledilmesi daha önce duyulmadı” diyor.

DOĞU ve GÜNEYDOĞU'DAKİ MEDRESE GELENEĞİ

Çevik, Norşin'de yüz yıllardır faaliyet gösteren dini medreselerin birinde hocalık yapıyordu.

Önceki yüz yıllarda çağdaş bilimler ile dini ilimlerin beraber okutulduğu bu medreseler, cumhuriyetin ilanını ardından yasadışı bir pozisyona düşse de bölge halkının desteğiyle faaliyetlerine devam etti.

Dini ilim almak isteyen yüzlerce kişi hala Doğu ve Güneydoğu bölgesine yayılan bu medreselerde eğitimlerine devam ediyor.

Hali hazırda Siirt, Bitlis, Bingöl, Elazığ, Batman ve Şırnak'ta çok sayıda medrese bulunuyor.

KATİLİNİ KAHVALTIYA DAVET ETTİ

Norşin medresesinin başmüderrisi olan Çevik de pazar sabahı öğrencileriyle kahvaltı yapmak için evden çıktı. Bir süre önce arabulucu olduğu ve aleyhine hüküm verdiği kişiyle karşılaşan Çevik katilini kahvaltıya davet etti. Ama bu son daveti ve son kahvaltısıydı.

NE OLMUŞTU?

Bitlis'in Güroymak ilçesinde, bölgenin tanınmış kanaat önderlerinde Abdulkerim Çevik, daha önce ara buluculuk yaptığı bir konunun taraftarından biri olan Yakup Şeflekçi'nin silahlı saldırısına uğramıştı. Gözaltına alınan saldırgan Yakup Şeflekçi, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Çevik ise binlerce kişinin katıldığı bir cenaze töreniyle toprağa verildi.

BAKAN SOYLU'DAN AÇIKLAMA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Çok hüzünlüyüm. Bir alimin ölümü, bir alemin ölümüdür. Bitlis Güroymak (Norşin) Medresesi Başmüderrisi Seyda Abdülkerim Çevik Allah'a yürüdü. Allah rahmet eylesin" paylaşımıyla üzüntüsünü dile getirdi.

Haber Ara